hhhh
   
 
  Fıkralar

EVLİLİK

 

 

Bir adam ile karısı yeni evlenmişler. Kadın kocasına demiş ki:

Eğer o gün sacım toplu ise o gece canım hiç sevişmek istemiyordur. Eğer o gün saçım az toplu ise o gece olsa da olur, olmasa da olur. Eğer o gün saçım dağınık ise mutlaka sevişmek istiyorumdur. Erkek de karısına cevap vermiş:

Bak karıcım, eğer o gün bir bardak rakı içersem canım hiç sevişmek istemiyordur. Eğer o gün iki bardak rakı içersem o gece olsa da olur, olmasa da olur. Eğer ki üç bardak rakı içersem saçına başına bakmam sikerim.

 

SALLAMA KAN

 

Bir gün vampirler bir barda toplanmış ve sıcak kan içiyorlarmış. İçeriye her giren vampir barmene seslenip:

Hey barmen! bana bir bardak sıcak kan getir" diyormuş. İçeri bir Türk vampir girmiş ve barmene seslenip:

Hey barmen! bana bir bardak sıcak su" demiş. Bunu duyan diğer vampirler gülmeye başlamış ve:

Vampir dediğin kan içer, bu nasıl vampir sıcak su içiyor!" deyince Türk vampir cebinden bir kadının adet gördüğü sırada kullandığı ve sonra çıkarıp attığı kanlı orkidi çıkarmış ve sıcak suya attıktan sonra diğer vampirlere dönmüş ve şöyle demiş:

Ne gülüyorsunuz lan ibneler! ben sallama kan içerim.

 

IŞIK

 

İki genç kız konuşmaktadırlar. Biri diğerine:

Dün sevgilimle çok güzel bir gece geçirdim." deyince diğeri şaşırır:

Sevgilinle mi? Hani onu bırakacaktın?"

Evet öyle. Ben de artık her şeyin bittiğini söylemek için onu eve çağırdım. İçeri girer girmez bana sarılıp beni yatağa uzattı ve üzerime çıkarak dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı ve vücudumu okşamaya başladı. Az sonra ellerini göğüslerimden aşağıya kaydırdı. Eteğimin altına soktu. Yukarı çıkmaya başladı. Elini külotumun içine daldırıp organımı avuçladı ve okşamaya başladı. Sonrada her zamanki gibi fermuarını indirip kocaman aletini çıkararak bacaklarımın arasına girdi. Tam o sırada dayanamadım ve "Artık seni görmek istemiyorum" diye bağırdım.

Sonra?

Sonra mı? Kalktı ışığı söndürdü.

 

                                               

 

TIMARHANEDE İSYAN

 

 

Tımarhanenin birinde bir gün isyan çıkmış. Deliler salon gibi bir yerde toplanmış, sağı solu dağıtıyorlarmış. Doktorlar falan, hiç kimse delilere yaklaşamıyormuş; deli ya ne yapacağı belli olmaz! Hastanenin baş hekimi "bir şeyler yapmak lazım" diyerek odaya dalmış ve kitapları karıştırmaya başlamış. Baş hekim bir süre sonra çıkmış ve diğer doktorlara şöyle demiş:

Şimdi doktorlardan biri soyunup koşa koşa delilerin yanına gidecek ve ben canlı bombayım diye bağıracak. Bu şekilde isyanı bastırmayı başaracağız!

Doktorlar kendi aralarında birini seçmişler ve çırılçıplak soymuşlar. Kapıyı açmışlar ve baş hekim "haydi şimdi" demiş. Çıplak doktor delilerin üzerine doğru koşmaya başlamış ve bir yandan da "ben canlı bombayım, ben canlı bombayım patlayacağım" diye bağırıyormuş. Deliler önce doktora, sonrada doktorun sikine bakmışlar sonra doktoru yakalayıp pencereden aşağıya atmışlar. Baş hekim "eyvah, yeniden denememiz lazım" demiş ve bu sefer başka bir doktoru anadan doğma soymuşlar ve onu da delilerin arasına yollamışlar. O da içeriye dalmış ve bir yandan delilerin üzerine koşarken bir yandan da "ben canlı bombayım, ben canlı bombayım patlayacağım" diye bağırıyormuş. Deliler o doktora da önce bakmışlar sonra sikine baktıktan sonra onu da yakalayıp pencereden aşağıya atmışlar.

Başhekim bakmış olmuyor, "bu sefer de ben gidiyorum" demiş. O da soyunmuş, diğerleri gibi dalmış odaya. Deliler baş hekime bir bakmışlar! sonra da sikine bakınca hepsi odalarına kaçışmışlar. Böylece isyan bastırılmış. Tabii diğer doktorlar şaşırmış. Sonra "onu niye pencereden atmadılar" diye araştırma yapmışlar. Delilere sormuşlar:

Diğerlerini aşağıya attınız da onu neden atmadınız?" Deliler cevap vermiş:

Onun fitili kısaydı, hemen patlayacak diye korktuk!

 

OLAY ÇIKMASIN DİYE

 

 

Adamın biri bir gün kahveye girer ve  sağ gözü mosmordur... Arkadaşları adama sorar:

Hayırdır ne oldu? diye sorunca adam anlatmaya başlar...

Sinemaya gittim, film çok güzeldi, film biter bitmez ışıklar yandı ve herkes filmi ayakta alkışlamaya başladı... Birde baktım ki önümde şişman bir bayan duruyor, eteği de götünün arasına girmiş. Ben de centilmence eteği çekip götünün arasından çıkarttım. Kadın dönüp gözüme yumruğu indirdi. Gözüm bu yüzden morardı..." der.

Ertesi gün adam yine kahveye gider. Bu sefer adamın diğer gözü de mosmordur... Arkadaşları yine adama:

Bu sefer ne oldu?" diye sorunca adam yine anlatır:

Hani film çok güzeldi ya... Dün abim ile yine aynı filme gittik... Film biter bitmez ışıklar yandı ve herkes yine filmi ayakta alkışlamaya başladı... Bir de baktım ki yine aynı şişman kadın önümüzde ve yine eteği götünün arasına girmiş. Bu sefer de abim centilmence eteği çekip götünün arasından çıkardı... Ben de olay çıkmasın diye elimi götünün arasına daldırıp eteği yerine iteledim...

 

BEN DE GELİYORUM

 

 

İlkokula yeni başlayan Ahmet isminde bir çocuk, okulun ilk günü okula gelir. Öğrencinin her tarafı yara bere içindedir. Çocuğun sınıf öğretmeni sorar:

Ahmet ne oldu sana?" Ahmet cevap verir:

Babam dövdü" der. Öğretmeni ise:

Niye dövdü oğlum" diye sorunca Ahmet açıklar:

Valla bilmiyorum hocam. Gece olunca evde kardeşlerimle uyumak için odalarımıza girdik. Kardeşlerim yatağa girer girmez uyudular. Benim uykum gelmediği için uyuyamadım. Biraz zaman geçtikten sonra babam odamızın kapısını açtı ve çok yavaş şekilde tek tek hepimize seslendi. Ali uyudun mu? dedi, Ali'den ses çıkmadı. Veli uyudun mu? dedi, Veli'den de ses çıkmadı. Belli ki uyumuşlardı. En son bana seslendi ve Ahmet uyudun mu? dedi. Ben de yok baba uyumadım dedim. Bunun üzerine babam beni kaldırıp dövdü." Bunun üzerine hoca Ahmet'e şöyle bir tavsiyede bulunur:

Bak Ahmet, bu gibi durumlarda uyumasan da ses çıkarmaman gerekir" der. Ahmet ise:

Tamam hocam"  diyerek evine döner. Ama ertesi gün daha kötü dövülmüş olarak okula gelir. Bunu gören hoca merakla Ahmet'in yanına gider ve Ahmet'e sorar:

Ahmet ne oldu sana?" Ahmet ise hocasına cevap verir:

Babam dövdü."

Niye dövdü oğlum?"

Valla bilmiyorum hocam. Gece olunca her zamanki gibi evde kardeşlerimle uyumak için odalarımıza girdik. Kardeşlerim yatağa girer girmez uyudular. Benim uykum gelmediği için uyuyamadım. Biraz zaman geçtikten sonra babam odamızın kapısını açtı ve çok yavaş şekilde tek tek hepimize seslendi. Ali uyudun mu? dedi, Ali'den ses çıkmadı. Veli uyudun mu? dedi, Veli'den de ses çıkmadı. Belli ki uyumuşlardı. En son bana seslendi ve Ahmet uyudun mu? dedi. Ben de uyumamıştım ama sizin söylediğiniz gibi hiç ses çıkarmadım. Babam odamızın kapısını kapattı ve gitti. Hemen sonra annemle babamın kıkırdaşıp gülüştüklerini duymaya başladım. Bir süre sonra sesler azaldı. Biraz daha zaman geçtikten sonra annem babama, ben geliyorum dedi. Babam anneme ben de geliyorum deyince, ben de hemen odadan çıkarak onların yatak odalarının önüne gittim ve kapının önünden seslenerek, beni almadan nereye gidiyorsunuz? Ben de geliyorum dedim.

 

İMAM İLE BEKÇİ

 

 

Kasabanın birinde bir imam ile bekçi arasında acaip bir yarış varmış... Kasabaya gelen parlak insanları kim sikecek yarışı. Bir gün devlet köye çok parlak bir doktor atamış. Tabii bizim imamla bekçi durur mu? Hemen bahse tutuşmuşlar. İki gün sonra bekçi artık dayanamamış hemen doktorun yanında almış soluğu. Hoş beş tanıştıktan sonra:

Doktor bey benim bir rahatsızlığım var da. der. Doktor bekçiye:

Buyurun söyleyin..." deyince bekçi:

Ben acaip parlakçıyımdır ve size de abayı yaktım. Geceleri gözlerime uyku girmez oldu. Sizinle sevişmek ve size sahip olmak istiyorum" der. Doktor ise hiç itiraz etmedenTabii canım, biz hipokrat yemini ettik. Sen su camı kapat ben de soyunuyorum... der ve bekçi camı kapatırken doktor arkadan gelip cama bekçiyi sıkıştırır ve bekçiyi domaltarak bekçinin pantolonunu sıyırır ve aynı zamanda sikini çıkarıp bekçinin götüne dayayarak sokmaya başlar... Bekçi de sikeyim derken sikilmek üzeredir ve can havliyle düdüğünü var gücü ile çalmaya başlar. Düüüt düüüüt... O sırada aşağıdan imam geçer ve bekçiye sorar :

Hayrola bekçi?

Ya sorma... Asayiş berkemal mi diye bakınıyordum...

Siktir lan, sen kimi kandırıyorsun... Ben de dün öğleden akşama kadar o pencerede ezan okudum...

 

KABUS

 

 

Kadının biri bir gün kabuslar içinde uyanmış. Yanında yatan kocası:

"Ne oldu karıcım? hayrola!"

"Sorma kocacım. Bir kabus gördüm ki çok fena. Bir baktım sik pazarındayım. 10 cm. uzunluğundaki sikler 1000 Euro, 15 cm. sikler 5000 Euro, 50 cm. olan sikler 10000 Euro' ya satılıyordu."

"Ee benimki ne kadarmış."

"Seninkini bedava dağıtıyorlardı."

Adam sinirlenip arkasını dönüp yatmış. Bir süre sonra adam kabuslar içinde uyanmış. Karısı:

"Ne oldu kocacım? hayrola!"

"Sorma karıcım bir kabus gördüm ki çok fena. Bir baktım am pazarındayım. Amının dudaklarının çapı 20 cm. olanlar 1000 Euro, 10 cm. olanlar 5000 Euro, 1 cm olanlar 10000 Euro' ya satılıyordu."

"Ee benimki ne kadarmış."

"Pazarı seninkine kurmuşlardı."

 

 PEÇETE

 

 

Adamın biri eczaneye girmiş ve bir kutu prezervatif istemiş. Eczacı kadın adama:

 

"Hangi boy olsun?" diye sorunca adam:

 

"Bilmem ki" demiş. Bunun üzerine Eczacı kadın adamın fermuarını indirmiş ve külotunun içinden sikini dışarı çıkarıp eliyle sapından kavramış ve bir süre yoklamış. Sonra da kalfaya:

 

"Oğlum, bir kutu orta boy prezervatif getir" demiş. Bir süre sonra başka bir adam gelmiş ve bir kutu prezervatif istemiş. Eczacı kadın o adama da:

 

"Hangi boy olsun?" diye sorunca adam:

 

"Bilmem ki" demiş. Bunun üzerine Eczacı kadın o adamın da fermuarını indirmiş ve külotunun içinden sikini dışarı çıkarıp eliyle sapından kavramış ve bir süre yoklamış. Sonra da kalfaya:

 

"Oğlum hemen bir kutu büyük boy prezervatif getir" demiş. Bunları gören karşı bakkalın çırağı hemen soluğu eczanede almış ve bir kutu prezervatif istemiş. Eczacı kadın bakkalın çırağına da diğerlerine sorduğu gibi:

"Hangi boy olsun?" demiş. Bakkalın çırağı:

 

"Bilmem ki" diye cevap verince eczacı kadın bakkal çırağının fermuarını açar, sonra da elini külotunun içine sokarak sikini dışarı çıkarır ve eliyle sapından kavrayarak yukarıdan aşağıya güzel bir yoklar ve sıvazlar. Sonra da kalfaya seslenir:

 

"Oğlum hemen peçete getir, akacak".

 

SIRAYLA GEL

 

 

Karlı bir kış günü genç bir adam dağda mahsur kalmış. Soğuktan ve açlıktan ölmek üzereyken bir ışık görmüş, ışık bir evden geliyormuş. Adam evin kapısını çalmış. Kapıyı orta yaşlarda çok güzel bir kadın açmış. Adam "açım, susuzum" falan deyince, kadın adamı içeri almış karnını doyurmuş. Daha sonra kadın iki kızını çağırmış, adama tanıtmış. "Bak bu büyük kızım geçen yıl dul kaldı, bu küçük kızım halen bekar. Biz bu evde üçümüz yaşarız..." demiş. Adam bir bakmış hepsi birbirinden güzel ama ayıp olur diye yaklaşmak istememiş. Akşam olunca yatmaya karar vermişler, ama kadın "fazla yatağımız ve odamız yok, biz kızlarla beraber yatarız sen de yerde yatarsın" demiş adama... Adam kabul etmiş ve hepsi aynı odada yatmışlar.... Biraz zaman geçince adamın cinsel arzuları uyanmış ama "hepsi beraber uyuyorlar, nasıl olur?" diye sesini çıkaramamış... Biraz daha zaman geçince, dul kız sayıklamaya başlamış:

Dula gel, dula gel" diye sayıklayınca adam dayanamamış, tabii hemen çıkmış yatağa ve soluğu dulun bacakları arasında almış. Dulu siktikten sonra bekar kız konuşmaya başlamış:

"Bolu bırak dara gel, bolu bırak dara gel..." Adam mutlu bir şekilde bekar kıza yönelmiş ama arada anne yatıyor... Adam bekar kıza ulaşmak için annelerinin üzerinden geçerken anneleri sayıklamaya başlamış:

Yanlış yapma, sırayla gel, yanlış yapma sırayla gel...

 

 

SİZİN KIZDAN NE HABER?

 

 

İki aile varmış ve her iki ailenin de birer kız çocuğu varmış. Bir gün misafirlikte sohbete başlamışlar;

Eee sizin kızdan ne haber?..

Valla işte ne olsun biliyorsunuz işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. Patronu işini çok iyi yaptığı için onu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım. Ee, peki sizinki ne alemde?

Valla bizimki orospu oldu, ben sizin kadar güzel anlatamıyorum...

 

KAYDIRMAM

 

 

Bir kamyoncuyla bir kız evlenecekmiş. Ama kız gerdek gecesinden çok korkuyormuş. Canının yanacağını düşünerek annesine danışmış. Annesi de yılların deneyimiyle kızına:,

"Kızım krem sür, kolay olur, canın yanmaz ve böylece kolayca girer." demiş. Düğün günü olmuş, eğlenilmiş ve arkadaşları kamyoncuyu gerdek odasına atmışlar. Kamyoncu bir de ne görsün. Kız korkudan kasıklarından göbeğine her yerine krem sürmüş, bembeyaz. Kamyoncu, hiç düşünmeden hemen boynundan altın zincirini çıkarmış ve zinciri sertleşip kalkan sikine dolarken bir yandan da iştahla kızın amına bakarak şöyle demiş.:

"Yıllardır kamyoncuyum, kaygan yollara nasıl gireceğimi çok iyi bilirim."

 

 

DERTLİ KADIN

 

 

Bir adamla çok güzel bir kadın dillere destan bir aşk yaşar ve evlenirler. Çok mutludurlar ama, ne var ki o kadar istemelerine rağmen çocukları olmaz. Doktor kontrolünden sonra kadının doğurmasının imkansız olduğu anlaşılır. Kadın kocasına şöyle der:

"Kocacım, eğer istersen çocuklarının olması için başka bir kadınla evlen, çocukların olsun. Biliyorum sen bana olan aşkından bunu bana söyleyemiyorsun ama, ben hiç üzülmem, ağlamam, hatta gider sana kız bile isterim." Adam da karısına:

"Boş ver karıcım. Beni bu yaştan sonra kim ister? kim alır ki?" demiş. Karısı da:

"Yok, olmaz. Kör de, topal da olsa mutlaka bir tane bulursun" demiş. Adam da bunun üzerine köyün muhtarına gitmiş ve muhtara:

"Muhtar efendi benim böyle böyle bir niyetim var bana uygun biri var mı?" diye sormuş. Muhtar biraz düşündükten sonra:

"Komşu köyün muhtarının evde kalmış bir kızı var. Kızın tek kusuru var o da biraz fazla osurur" demiş. Adam da:

"Olsun, önemli değil. Bana çocuk doğursun yeter. Başka hiç bir şey istemem" demiş. Bunun üzerine Muhtar da:

"Tamam o zaman, yalnız kızın osuruklu olduğunu kimseye söyleme, utanmasın kız" demiş. Kızı istemişler düğün olmuş sıra gerdeğe gelmiş. Adam gerdeğe girmeden hemen önce eski karısının yanına giderek:

"Bak karıcım, bütün bunlar senin yüzünden oldu, ben zaten istemiyordum sakin ağlayıp üzülme yoksa bende çok üzülürüm" demiş. Kadın da:

"Tamam kocacım, sen git işine bak. Beni merak etme. Böyle olmasını zaten ben istedim. Bu yüzden hiç üzülmem, ağlamam" demiş. Adam gerdeğe girip yeni karısıyla sevişmeye başlamış. Uzun bir ön sevişmeden sonra adam son hamleyi yapmak için yeni karısının bacaklarının arasına girmiş ve hedefi bularak yüklenmiş ve karısının içine girmiş. Zaten normalde de durmadan osuran olan kız, biraz acıdan biraz zevkten çat çat çat osurmaya başlamış. Sık osuruk sesleri arasında adamın kulağına ağlama sesleri gelmiş. Durup dinlemiş, eski karısının ağlama sesleri geliyor. Hemen işini bitirip eski karısının yanına gitmiş ve bakmış ki karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. Karısına sitem ederek:

"Karıcım  ne söz vermiştin? Hani ağlamayacaktın. Bak iki gözün iki çeşme ağlıyorsun" deyince eski karısı bir yandan daha bir şiddetle ağlamaya başlarken, bir yandan da kocasına dert yanmış:

"Kocacım herif ben senin evlendiğine ağlamıyorum ki. Evlenmeni isteyen zaten bendim. Ben senin on senelik karındım ama, beni bir kez bile olsun beni yeni karın gibi şöyle osurtarak çatır çatır sikmedin, ben ona ağlıyorum."

 

 
TARİH
 
 
haber
 
tütüne son
PUAN DURUMU
 
RADYO DİNLE
 
 

‘’Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol, Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol, Hoşgörülükte deniz gibi ol, Ya olduğun gibi görün, Ya göründüğün gibi ol.’’ Hz.Mevlana

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol